Doğduklarından itibaren bebeklerin en güçlü reflekslerinden biri emme refleksidir. İlk yaşlarda çocuğun, çevresini tanımasına yardımcı olan bu refkleks 3-4 yaşlarına kadar normal olarak değerlendirilebilir. Normal koşullarda çocuk,  doğuştan gelen bu refleksi, en geç ilkokul çağına kadar bırakmalıdır.

1 yaşına kadar çocuk oral dönemdedir ve dünyayı tanımlamak için nesneleri ağız yoluyla tanır. Bir yaş ve sonrasında da uyku ile parmak emme davranışı arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Bu durumun alışkanlık haline geldiğini gören anne ve babalar, bu davranışı bıraktırmaya çalıştıkça 3 yaşlarına kadar dirençle karşılaşabilirler. Bazı çocuklar ise yeni dişlerinin çıkmasıyla ilgili olarak parmaklarını emerler.   İlk yaşlarda doğal olan bu davranış, ileriki yaşlarda da devam ediyor ya da sonradan tekrar ortaya çıkıyorsa bir uyum problemi olarak değerlendirilebilir.

Anne ve babaları telaşa düşüren parmak emme davranışı bazı durumlarda daha sık ve yoğun bir şekilde görülür. Daha sonraları bu davranışlar, oyuncakları ve çeşitli eşyaları emmek şeklinden genelleştirilebilir.

Parmak emme davranışı psikolojik sorunların ve gerginliğin bir belirtisi olarak ortaya çıkar. Genelde anne ile çocuk arasındaki ilişki yetersizliğinden, çocuktaki özgüven eksikliğinden ya da çocuğun sevgi ve fark edilme ihtiyaçlarından ortaya çıkabilir. Bir başka nedeni de yeni gelen bir kardeşin varlığı olabilir. Çocuk yeni kardeşin gelmesiyle beraber, parmak emme gibi gerilme belirtileri gösterebilir. Burada amacı yeni doğana olan ilgiyi kendi üzerine çekme ve fark edilmeyi sağlamaktır.

Anne- baba yapacağı en sağlıklı davranış şekli, sakin ve sabırlı bir şekilde çocuğun üzerine aşırı düşmeden hoşgörülü bir şekilde davranışıyla ilgili açıklama yapmaktır. Çocuğa yapılan olumlu tavsiye ve açıklamalar, parmak emme davranışını ortadan kaldırabilir. Parmak emme davranışının patolojik bir şekilde devam ettiği durumlarda telaşa kapılmadan bir uzmana başvurmalı ve eğitim sürecinde sabırla destek olunmalıdır.